BIRINCI DUNYA SAVASI ve sevr
Boğazların kritik önemi Birinci Dünya Savaşı'nda bir daha gözler önüne serilmiştir. Almanya karşısında savaşan Rusya'ya yardım ulaştırmak isteyen, aynı zamanda da Osmanlı Devleti'ni saf dışı bırakmak isteyen İtilaf Devletleri, bir taşla iki kuş vurmak için bu harekatı Boğazlar'dan yapıp yolda İstanbul'u duşürmeyi planladılar. Siyasi, ekonomik ve askeri bakımdan çok büyük bir çöküntü yaşayan Osmanlı Devleti göz önüne alındığında, kağıt üstünde kolay ve başarılabilir bir plan olarak görülen bu operasyon uğrunda iki tarafın toplam 500 bin kişi zaiyat verdiği bir savaş haline dönmüştür.
![Picture](/uploads/2/5/5/2/25527736/556157318.png?195)
Çanakkale'de yaşadığımız büyük zaferi savaşın diğer evrelerinde tekrarlayamayınca Birinci Dünya Savaşı aleyhimizde sonuçlandı. Savaş kaybedilince Bahriye Nazırı Rauf Bey, Limni Adasının Mondros Limanında demirlemekte olan İngiliz Agamemnon zırhlısında Mondros Mütarekesini imzalamıştır. Mütarekenin ilgili maddeleri şunlardır:
Böylece Osmanlı Devletinin Boğazlar üzerindeki hakimiyeti sona ermiştir.
- Karadeniz'e geçişi sağlamak üzere Boğazlar açılacak ve geçiş güvenliği için Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki istihkamlar müttefiklerce işgal edilecek,
- Osmanlı sularındaki bütün mayın tarlaları ve öteki engeller gösterilecek; bunların taranmasına ve kaldırılmasına yardım edilecek,
- Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için, taraflarca kararlaştırılacak gerekli sayıda askeri kuvvetten fazlası hemen terhis olunacak ve bunların silah, cephane ve techizatı İtilaf kuvvetlerine teslim edilecek,
- Güvenlik görevlisi küçük tekneler dışındaki bütün Osmanlı savaş gemileri belirlenerek teslim edilecek ve Osmanlı Limanlarından dışarı çıkamayacak,
- Osmanlı Devletinin bütün liman ve tershaneleri bütün İtilaf devletleri gemilerinin yararlanmasına açık bulundurulacak,
Böylece Osmanlı Devletinin Boğazlar üzerindeki hakimiyeti sona ermiştir.
![Picture](/uploads/2/5/5/2/25527736/195834139.jpg?342)
1919 yılında toplanan Paris Barış Konferansında Osmanlı topraklarının bölünmesi ve Boğazların durumu karara bağlandı. Bu kararlar Sevr Konferansında Türk heyetine bildirildi. Şaibeli geçen bir Saltanat Şurasının ardından kararlar kabul edildi ve Damat Ferit Paşa başkanlığındaki Türk heyeti 10 Ağustos 1920 günü İsviçre'nin Sevr şehrinde Sevr antlaşması imzalandı. Toplam 433 maddeden oluşan antlaşmanın ikinci kısmı Boğazların durumuyla ilgilidir. Bu kısımda alınan kararlar:
O dönemki Osmanlı yasalarına göre bir antlaşmanın yürürlüğe girmesi için Meclis-i Mebusan'da onaylanması gerekiyordu. Ancak o tarihte Meclis-i Mebusan İtilaf devleti askerlerinin baskılarıyla kapalı olduğu için Sevr bürokratik olarak hiç bir zaman yürürlüğe girmemiştir.
- Boğazların yönetimi ayrı bayrağı ve bütçesi olan uluslararası bir komisyona bırakılacaktı. 10 üyeden oluşan bu komisyonda Türk üye bulunamayacaktı.
- Boğazlar bölgesi silahsızlandırılacak
- Savaş ve barış durumunda boğazlar açık kalacak
- Osmanlı Devletinin donanması en fazla 13 savaş gemisi bulundurabilecek
O dönemki Osmanlı yasalarına göre bir antlaşmanın yürürlüğe girmesi için Meclis-i Mebusan'da onaylanması gerekiyordu. Ancak o tarihte Meclis-i Mebusan İtilaf devleti askerlerinin baskılarıyla kapalı olduğu için Sevr bürokratik olarak hiç bir zaman yürürlüğe girmemiştir.